Ana Sayfa » Manşet » "Veda Hutbesi'nde İnsan Hakları" Semineri

"Veda Hutbesi'nde İnsan Hakları" Semineri

İcmal Gençlik Derneği Ankara Şubesi, Prof. Dr. Haydar Baş'ın doktora tezi olan "Veda Hutbesi'nde İnsan Hakları" adlı kitabıyla ilgili olarak bir seminer düzenledi. Bu çok önemli tezin seminerini hukuk fakültesi öğrencileri Ali Haydar Göksel, Halil Birinci, Enes Turhan, Hasan Kuloğlu ve Haydar İlik verdi.

İlk olarak konuşma yapan Ali Haydar Göksel, Veda Hutbesi'nin geneli hakkında bir analiz ortaya koydu. Göksel konuşmasında, "Veda Hutbesi, Yüce İslam'ın evrensel mesajını özetlemektedir. Bu hutbe, insanlık için kıyamete kadar baki kalacak en anlamlı mesajdır, fert ve toplumun saadetini temine yöneliktir. Hutbedeki hitabet yalnızca yedinci asırdaki Müslümanlara değil, kıyamete kadar bütün insanlığa yöneliktir." dedi. Göksel ayrıca, Veda Hutbesi'nde Peygamberimizin bahsetmiş olduğu konuları anlamak ve yaşamakla sorumlu olan insanın en temel vasfı olan kamil imanın nasıl olması gerektiğini maddeler halinde ortaya koydu.

Veda Hutbesi'nin özü

İkinci olarak konuşma yapan Halil Birinci, "Veda Hutbesi'nin özü şu iki kavramdır: Uluhiyet ve Ubudiyet. Uluhiyet; Cenab-ı Hak'ın zatı, sıfatı ve fiilleri ile eşsiz, benzersiz olduğunu, noksan sıfatlardan münezzeh, kemal sıfatlara sahip olmasını ifade eder. Ubudiyet ise yaratılış gayesi doğrultusunda kulun Allah'a olan bağlılığını ifade eder. Ubudiyet, mahlukatın en anlamlı işidir. Ubudiyet gerçeği, Uluhiyet gerçeği ile bütünleşip insan tarafından tam anlamıyla kavrandığı takdirde, İslam'ı en mükemmel şekilde yaşayacak olan kamil insan ortaya çıkar." dedi.

Kadınlara şerefi ancak İslam vermiştir

Üçüncü olarak konuşma yapan Enes Turhan, tarih boyunca farklı devirlerde ve inanışlarda kadınların konumlandırıldıkları yeri, maruz kaldıkları muameleleri örnekleriyle ortaya kodu ve ardından Veda Hutbesi'nde ortaya konulan kadın haklarından bahsetti. Turhan konuşmasında, "Veda Hutbesi'nde de belirtildiği üzere kadın layık olduğu yeri ancak İslam'la kazanmıştır. Veda Hutbesi'nde de gördüğümüz şekilde kadının yeri dinimizde çok özeldir. Kadın, "Allah'ın emaneti" olarak vasfedilen ve neslin devamını sağlayan mübarek bir anadır." dedi.

Tebliğ, peygamberlerin gönderiliş maksadıdır

Dördüncü olarak konuşma yapan Hasan Kuloğlu, Veda Hutbesi'nde bahsedilen doğruyu yayma ve hakkı tebliğ etme konularından bahsetti. Kuloğlu, "Veda Hutbesi'nde tebliğ önemle vurgulanan konulardan biridir. Zaten bütün peygamberlerin tabiatıyla Peygamberimizin görevi de tebliğdir. Tebliğin gayesi Kelime-i Tevhid zikrini kalplere yerleştirmektir. Bu öneminden ötürü tebliğ, peygamberlerin gönderiliş maksadını oluşturmaktadır." dedi.

Veda Hutbesi, en güzel İnsan Hakları Beyannamesidir

Son olarak konuşma yapan Haydar İlik, Veda Hutbesi ile İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kıyaslamasını yaptı. İlik, konuşmasında, "Veda Hutbesi ile İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi arasında görünüşte benzerlikler var olduğu bir gerçek sayılabilmesine rağmen, işin, mahiyetine nüfuz edildiğinde aralarında mukayese kabul etmeyecek tarzda ve keyfiyette farklılıklar olduğu görülecektir." dedi. Veda Hutbesi ile İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi arasındaki farklılıkları tarihi açıdan, dünya görüşü açısından, ölçü farklılığı açısından, metot açısından ve muhteva açısından maddeler halinde ortaya koyan İlik, "Veda Hutbesi ile Beyanname arasında 13 asırlık bir zaman farkı vardır. Sadece bu farklılık bile 13 asır evvel ortaya konan metnin eşsiz bir harika olduğunu gösterir." dedi.